İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANI ÇALIŞTAYINA KATILDIK



İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANI ÇALIŞTAYINA KATILDIK

Türkiye’nin Sera Gazı Azaltım Hedefinin Revizyonu ve Uzun Vadeli İklim Değişikliği Stratejisinin Geliştirilmesi Projesi kapsamında düzenlenen İklim Değişikliği Eylem Planı Paydaş Katılım Toplantısı 11.01.2023 tarihinde Ankara’da düzenlenmiştir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürütücülüğünü yaptığı projenin Tarım sektörünün ele alındığı bu toplantısı, İklim Değişikliği Başkanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili birimleri, TÜBİTAK, TUİK, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri ve akademisyenlerden oluşan 50 kişilik katılımla gerçekleşmiştir. Toplantıya Birliğimizi temsilen Genel Sekreterimiz Dr. Serkan Özbudak katılmıştır.

Toplantı da açılış konuşmacılarınca:

  • İklim değişikliği ile mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılması konusunda ülkelerin emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerde bulunduğu, Türkiye’nin de 2053 yılı için net sıfır emisyon taahhüdünde bulunduğu,
  • Bu hedefe ulaşmada Paris Anlaşması çerçevesinde Türkiye’nin revize beyanı ile 2030 yılında referans senaryoya göre %41 oranında (yaklaşık 500 milyon ton emisyon) azaltım yapacağı taahhüdüne girdiği,
  • İklim değişikliğine ilişkin faaliyetlerin tespit edilmesi ve uygulamaya konulmasını temin etmek amacıyla hazırlanacak olan İklim Değişikliği Eylem Planı (2023-2030), çalışmalarına temel oluşturmak üzere bu istişare toplantılarının organize edildiği,
  • İklim Değişikliği Eylem Planı’nın, enerji, binalar, ulaştırma, sanayi, atık, tarım ve AKAKDO (Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık) olmak üzere 7 ana sektörde sera gazı emisyonlarının yönetimine yönelik hedef ve eylemleri kapsayacağı,
  • Türkiye için iklim değişikliği konusunda bazı önemli tarihlerin olduğu, Türkiye’nin 2004 yılında Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine, 2009 yılında Kyoto Protokolüne taraf olduğu,
  • Türkiye’nin ilk olarak 2015 yılında Ulusal Katkı Beyanını BM’ye sunduğu, 2016 yılında imzalanan Paris Anlaşmasına 2021 yılında onaylayarak taraf olduğu,
  • Yine 2021 yılında ülkemiz tarafından 2053 yılı için Net Sıfır Emisyon hedefi açıklandığı dile getirilmiştir.

     

    Dünya genelinde AB, ABD, İngiltere, İsviçre, Fransa’nın da içinde yer aldığı birçok ülke 2050 yılı için, Çin, Rusya ve Kazakistan 2060, Hindistan ile Moritus 2070 yılı için net sıfır taahhüdünde bulunmuş,  İsveç, Almanya, İzlanda, Finlandiya ve diğer bazı ülkeler ise 2050 yılından öncesi için net sıfır taahhüdü açıklamıştır.

     

    Konuşmacılarca:

     

  • Türkiye’nin Sera Gazı Azaltım Hedefinin Revizyonu ve Uzun Vadeli İklim Değişikliği Stratejisinin Geliştirilmesi Projesi kapsamında mevcut durum analizi, paydaş analizi, veri toplama, model geliştirme, sera gazı projeksiyonları makro ekonomik analizi ile ulusal katkı hedefi faaliyetlerinin tamamlandığı,
  • Gelecek dönemde strateji ve politikaların oluşturulması, eylem setlerinin hazırlanması, politika ve eylemlerin azaltım potansiyellerinin belirlenmesi, makro ekonomik analizlere devam edilmesi ile eylem planı ve uzun dönem strateji dokümanlarının hazırlanmasının hedeflendiği,
  • Şu ana kadar proje kapsamında 100’den fazla paydaş toplantısı yapılıp 600’den fazla kişi ile istişare edildiği söylenmiş ve katılımcılar ile hedefe ulaşmadaki yol haritası paylaşılmıştır.

     

    Ülkemizde TUİK verilerine göre tarım kaynaklı sera gazı emisyonu salınımı açısından enterik fermantasyonun ilk sırada geldiği (%47), bunu tarımsal topraklar (%38) ile gübre yönetiminin (%13) izlediği, hayvansal üretim ile ilgili emisyon kaynakları bir arada düşünüldüğünde büyük-küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin sera gazı salınımında en yoğun etkiye sahip olduğu görülmektedir.

     

    Çalıştayda:

     

  • Sera gazı emisyonlarının azaltılmasının aslında sürdürülebilir gıda üretimi ve gıda güvencesinin sağlanması için gerekli olduğu,
  • Sera gazı emisyonlarının azaltılması faaliyetlerinin gıda güvencesini tehdit etmemesi, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği desteklemesi, fiyat artışlarına neden olmaması, çiftçi maliyetlerini artırmaması ve uygulanabilir olması gerektiği,
  • Emisyonların azaltılmasında çevreye dost, etkin kaynak kullanımı gibi fırsatların olduğu
  • Ancak, bu faaliyetlerin uygulanmasında, çiftçilerin sermaye yetersizliği, çiftçilerin bu faaliyetleri benimsememesi, istihdamda azalma endişeleri gibi engellerin bulunduğu,
  • Şu an için tarıma yönelik 14 azaltım stratejisi ortaya koyulduğu ve bu toplantıda bunlara yönelik eylemlerin belirlenmesinin amaçlandığı,
  • Türkiye’nin farklı kuruluşlarınca yürütülen ulusal belgelerinde (beş yıllık kalkınma planları, iklim değişikliği eylem planları, iklim şurası, Tarım ve Orman Bakanlığına ait strateji planları, yeşil mutabakat eylem planı) azaltım konularının yer aldığı,
  • Ancak bunların bir kısmında tarım kaynaklı emisyon azaltım hedeflerinin bulunduğu söylenmiştir.

     

    Dünyada hayvansal üretimde sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik olarak:

     

  • Hayvansal üretimde, üretim ve kaynak kullanımında verimliliğinin artırılması,
  • Ruminant hayvan yetiştiriciliğinde emisyon azaltıcı pratik uygulamaların yapılması,
  • Hayvan genetik ıslahı, besleme, sağlık, yönetim vb. iyileştirmelerin uygulanması,
  • Gübrenin yeniden kullanımı: yenilenebilir enerji (biyogaz) kullanımı,
  • Entansif üretimin sürdürülebilir olmasının sağlanması,
  • Mera üzerinde iyi hayvan yönetiminin (münavebeli otlatma, yenileyici otlatma) yapılması,
  • Sağlıklı, sürdürülebilir gıda ve yem üretimi için alternatif kaynak arayışlarının devam etmesi,
  • Kümes hayvanı eti ve yumurta gibi düşük emisyonlu gıdalara ve bitki bazlı alternatif protein kaynaklarına yönenilmesi,
  • Hücresel tarımın (hayvansal proteinler ve tüm hücreler, biyoreaktörlerde üretim), daha da geliştirilmesi,
  • Yem alanında alternatif protein kaynak arayışı,
  • Soya gibiyüksekproteinli yemler yerine sentetikamino asit, alg, mantar, mikrobiyalprotein veböceklerin kullanımı,
  • Yem katkı maddeleri ile enterik metan emisyonlarını azaltma (Bitkisel yağlar, deniz yosunu) gibi faaliyetlerin olduğu bildirilmiştir.

     

    Açılış konuşmalarının ardından katılımcılar bitkisel üretim ve hayvansal üretim olmak üzere iki gruba ayrılmış ve her bir grupta azaltım faaliyet başlıkları oluşturularak öneriler sunulmuştur.

     

    Hayvansal üretim grubunda

     

  • Enterik fermantasyon kaynaklı metan emisyonunun azaltımı,
  • Meraların ıslahı ve uygun şekilde kullanılması,
  • Hayvan gübresi kaynaklı metan emisyonunun azaltımı,
  • Gübrelerin etkin yönetimi,
  • İyi tarım uygulamaları ve organik tarım alanlarının genişletilmesi,
  • Tarımsal üretimde atık ve artık yönetimi,
  • Gıda kayıp ve israfının azaltılması,
  • Eğitim, bilinçlendirme ve kapasite geliştirme faaliyetlerinin yaygınlaştırılması,
  • Kurum içi ve kurumlararası işbirliği faaliyetlerinin geliştirilmesi ana başlıkları altında öneriler görüşülmüştür.