TMO SEKTÖR DEĞERLENDİRME TOPLANTISINA KATILDIK



TMO SEKTÖR DEĞERLENDİRME TOPLANTISINA KATILDIK

TMO tarafından 21.10.2016 tarihinde hububata ilişkin iç piyasa ve dış piyasa, TMO uygulamaları ve diğer konularda bilgi alışverişi amacıyla düzenlenen “Sektör Değerlendirme Toplantısı”na Birliğimizi temsilen Başkanımız M. Ülkü Karakuş ve Genel Sekterimiz Serkan Özbudak katılmışlardır.

TMO Genel Müdür yardımcısı Mustafa Erdoğan Başkanlığındaki toplantıya, TMO’nun tüm birimlerindeki yetkililerin yanında, borsa temsilcileri, Besd-Bir, Yum-Bir, TUSAF, TMSD, NÜD gibi sivil toplum kuruluşları ve özel firma temsilcileri katılmıştır.

Toplantı açılış konuşmasını yapan TMO Genel Müdür yardımcısı Mustafa Erdoğan:

  • 2016 yılının 2. yarısından itibaren dinamik bir göreve geçtiklerini,
  • Sektörle iç içe olup sektörün sorunlarını zamanında ve yerinde çözmek istediklerini,
  • Türkiye’nin bölgesinde bir hububat deposu olması yönünde önemli bir hamle başlattıklarını,
  • Taşımacılık konularındaki sorunları görüştüklerini,
  • Sektörün ihracat ve ithalat sorunlarını çözmede aktif bir politika izleyeceklerini söylemiştir.

Açılış konuşmasını, TMO Ticaret Dairesi Başkanı Cihan Soyalp’in hububat piyasalarına ilişkin sunumu izlemiş olup, sunumda:

  • Dünya genelinde hububat üretiminde artışın olduğu, bu artışın son 4 yılda rekor seviyelere ulaştığı,
  • Bu üretim artışına bağlı olarak da devir stoklarının da sürekli arttığı,
  • Dünya hububat fiyatlarında geçen yıla göre %5-30 arasında düşüşlerin olduğu,
  • Türkiye’nin 2015 yılında 4,3 milyon tonu buğday, 1,5 milyon tonu mısır olmak üzere 6,2 milyon ton hububat ithal ettiği,
  • Yine Türkiye’nin 2016 yılının ilk 8 ayında ise 2,7 milyon tonu buğday ve 0,5 milyon tonu mısır olmak üzere 3,4 milyon ton hububat ithal ettiği,
  • Yapılan bu ithalatların ağırlıklı olarak Rusya’dan gerçekleştiği,
  • Ancak bu sene özellikle buğday başta olmak üzere Rusya’dan ithal edilen ürünlerde kalite problemlerinden şikayetlerin olduğu,
  • Kalite probleminin aşılması için Almanya ve Baltık ülkelerinden ithalatların da yapıldığı,
  • Türkiye’de bu sene buğdayda %9, arpada %16 olmak üzere hububat rekoltelerinde bir azalışın görüldüğü, mısır ve çeltikte ise geçen yıla benzer bir rekoltenin beklendiği,
  • Türkiye’de hububat fiyatlarında %1-9 arasında bir artışın olduğu,
  • TMO’nun 2016 yılı alımlarının buğday ve arpada bittiği, hasadı devam eden mısır ve çeltikte ise alımların devam ettiği,
  • Bu sene 1,6 milyon tonu ekmeklik, 979 bin tonu makarnalık olmak üzere 2,6 milyon ton buğday alımı yapıldığı,
  • Mısır alımının ise 1,4 milyon tonu geçtiği,
  • TMO’nun elinde 6 milyon ton hububat stoğunun bulunduğu,
  • 26 Eylül itibariyle buğday ve arpada serbest satışın başlatıldığı belirtilmiştir.

    Daha sonra sektör temsilcilerine görüş bildirmek üzere söz hakkı verilmiş olup, Başkanımız M. Ülkü Karakuş:

  • Havza bazlı desteklemenin yerinde bir uygulama olduğunu, ancak mısır ekimi artan bölgelerdeki desteklemede damlama sulama faktörünün de göz ardı edilmemesi gerektiğini,
  • Yeni açıklanan %50’lik mazot desteğinin yerinde bir karar olduğunu,
  • TMO’nun uygulamalarından genel anlamda memnun olduğumuzu, ancak açıklanan fiyatların hala çok yüksek olduğunu,
  • Türkiye’nin hayvansal ürün ihracatı yaptığı Irak, Suriye gibi pazarlarda savaş nedeniyle sorunların olduğunu, bu durumun ihracatımızı azaltacağını ve dolayısıyla DİR kapsamında geçen yıla oranla 300-350 bin ton daha az mısır alımımızın olabileceğini,
  • TMO’nun elindeki mısırların, asıl tüketen bölgelere şimdiden nakledilmesi gerektiğini,
  • Yemlerde görülen vade artışlarının talepte azalmanın bir göstergesi olduğunu,
  • Yem sektörünün KDV indirimini yem fiyatlarına yansıttığını, ancak o dönemde ATK ve kepek fiyatlarında görülen artışların yem fiyatlarının artışına sebebiyet verdiğini,
  • Süt fiyatlarının 1,15 Tl/Kg’de sabit tutulmasının yem fiyatlarında önemli bir artışın olmadığının göstergesi olduğunu,
  • ESK’nın direk hayvan ticaretinde devreye sokulmasından memnun olunmadığını, şu an itibariyle besilik ahırların tam doldurulamadığını,
  • Bu sene arpa arzının az olması nedeniyle mısıra yönelimin daha fazla olacağını, bu sebeple mısırın ihracatı yapılmadan yurt içinde tutulmasının gerektiğini,
  • Dünya fiyatlarından yem hammaddesi almamız durumunda kırmızı et fiyatlarının makul seviyelere geleceğini, hayvansal üretimde devamlılığın sağlanabileceğini vurgulamıştır.

    Söz alan diğer sektör temsilcilerince ise:

  • Ocak ayı beklenmeden TMO stoklarındaki mısırların DİR kapsamında satışa açılmasının beklendiği,
  • Nakliye kooperatifleri ile yaşanan sorunların bir an önce çözülmesi gerektiği,
  • Sözleşmeli tarım yaptıranlara yönelik desteklerin artırılmasının yerinde bir uygulama olacağı, bu konudaki projelere ihtiyaç olduğu,
  • TMO tarafından alımlar yapılırken besinsel değerlere, kalite kriterlerine göre fiyat verildiği, satış yapılırken de aynı uygulamanın olması gerektiği,
  • Yumurta ihracatında miktar ve fiyat anlamında düşüşün olduğu, mamul madde karşılığı mısır satışının bir önce yapılmasının önemli olduğu,
  • Mamul madde karşılığı mısır satışının Ocak ayına kadar olmasa dahi TMO tarafından bu konuda bir fiyatın açıklanmasının sektörlerin önünü görüp özellikle ithalat bağlantıları yapabilmeleri adına önem taşıdığı,
  • Türkiye’nin tekrar mısır ithalatçısı olmaması için havza bazlı destekleme sistemi ile mısır arzının azaltılmaması gerektiği,
  • Pancar lobisinin bazı söylemlerle çiftçileri mısır ekiminden vazgeçirmeye çalıştıkları, ancak Nişasta ve Glikoz Üreticileri derneğince yapılan analizlerde yerli mısırların GDO olmadığının belirlendiği,
  • TMO tarafından düşük alım fiyatı açıklanması ve makul satış fiyatı açıklanması gibi bir takım hamlelerin de etkisiyle 2007-2008 yıllarında Türkiye ve Dünya hububat fiyatlarının birbirine yaklaştığı,
  • Buna benzer politikaların devam ettirilerek TMO’nun sadece piyasayı regüle eden bir kuruluş olması gerektiği,
  • TMO politikalarının da etkisiyle yurt içinde hububatların ucuzlatılması durumunda kimsenin DİR satışlarını beklemek zorunda kalmayacağını,
  • Sektörlerce pazarı sadece piyasanın oluşturmasının beklendiği,
  • Arpa ve mısır flakeler ile perakende arpa satışlarında %8 olan KDV’nin haksız rekabete yol açtığı, bu nedenle bu ürünlerde de KDV’nin sıfırlanması gerektiği,
  • 2016 sonunda 2015 yılına göre %26’lık bir artışla 850 bin ton makarna ihracatı beklendiği,
  • Tescil ücretlerinin ve üreticiden kalkan manipülasyonun tüccarlara yüklendiği, TMO’nun da tescil ücretini yüklenmesi gerektiği,
  • Bir üründen sadece bir kere tescil ücreti alınması ile tüccarların zarar görmeyeceği ve ürün fiyat artışının önüne geçileceği dile getirilmiştir.

    TMO Genel Müdür yardımcısı Mustafa Erdoğan toplantı kapanış konuşmasında:

  • Stratejik bir ürün olan buğdayın üretiminin genelde yaşlılar tarafından yapıldığını, gençlerin ileride ne yapacaklarının belli olmaması nedeniyle üretim yapan kesimi üretimde tutmanın önemli olduğunu,
  • Sözleşmeli üretimin, ürün bedeli arttığı dönemde üreticinin satmak istememesi, düşük olduğu dönemde de alıcısının almak istememesi nedeniyle kolay bir uygulama olmadığını,
  • Ekmeklik ve makarnalık buğday fiyat paritesinin üretim ve stok durumuna göre belirlendiğini, bu sene bu oranın %5 olduğunu, gelecek yıllarda ihtiyaca göre bu paritenin devam ettirileceğini veya sonlandırılacağını söylemiştir.