EFSA’YI ZİYARET ETTİK



EFSA’YI ZİYARET ETTİK

Merkezi Parma’da bulunan Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi EFSA’yı 25 Eylül 2018 tarihinde Genel Sekreterimiz Serkan Özbudak, beraberinde bulunan Biyogüvenlik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gültekin Yıldız, Besd-Bir Genel Sekreteri Prof. Dr. Ahmet Ergün, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nurhayat Barlas ve ABD Ankara Büyükelçiliği tarım ofisinden Nergiz Özbağ ile birlikte ziyaret etmiştir.

EFSA’nın yem ve gıda güvenliğine yönelik çalışmaları ve özellikle transgenik ürünlerdeki değerlendirmenin ne şekilde yapıldığı konusunda en yetkili kişilerden bilgi almak amacıyla bu ziyaret gerçekleştirilmiştir.

EFSA yetkililerince grubumuza, “EFSA’nın AB gıda güvenliği sistemindeki rolü”, “Paydaşlarla işbirliği yaklaşımı”, “EFSA katılım öncesi programının bugünü ve geleceği”, “EFSA risk iletişimi çalışmaları”, “Risk değerlendirme metodolojisi programı”, “EFSA’nın GDO’lar konusundaki faaliyetleri”, “Hedef kitle araştırması ve sosyal bilim” konu başlıklarında sunumlar yapılmıştır.

Yapılan sunumlar esnasında alınan notlar aşağıdadır:

EFSA’nın AB gıda güvenliği sistemindeki rolü:

  • EFSA, AB’de yaşanan BSE, Dioksin gibi gıda krizlerinden sonra AB parlamentosu ve AB komisyonuna risk değerlendirmesi yaparak bilimsel bilgi sunmak amacıyla 2002 yılında kurulmuştur.
  • Kuruluş amaçları arasında, gıda güvenlik sistemini geliştirmek, tüketicinin en üst düzeyde korunmasına yardımcı olmak, AB gıda arzına olan güvenin iyileştirilmesi ve devam ettirilmesi, risk değerlendirme ve risk yönetiminin açıkça ayrılmasını sağlamak yer almaktadır.
  • Yıllık bütçesi 75-80 milyon Euro olan EFSA bünyesinde 450’den fazla çalışan, 1500’den fazla işbirliği yapılan uzman yer almakta olup, yılda 1000 toplantı yapmaktadır. Bu toplantılar sonucunda yılda 5000 çıktı elde ederek 500 rapor oluşturmaktadır.
  • EFSA’nın çalışma konuları tarladan çatala tüm gıda zincirini kapsamaktadır. Bu bağlamda EFSA, AB’nin gıda ve yemde risk değerlendirmesi konusundaki referans kuruluşudur.
  • EFSA, AB üyesi ülkeler ve AB üyeliğine aday ülkelerin ilgili otoriteleriyle işbirliği yapan kurumlardan birisidir.
  • EFSA’nın en önemli ilkesi, ilgili kişi ve kurumlarla işbirliği yaparak en doğru bilimsel tavsiyeleri bağımsız şekilde oluşturmak ve zamanında sunabilmektedir.
  • Gelişmekte olan ülkelerde gıda güvenliğine yönelik kapasitenin geliştirilmesi üzerine destek sağlamaktadır.
  • Bu doğrultuda 2006 yılında başlayan programa Türkiye’de destek vermektedir. Türkiye ile 2017-2019 yılı katılım öncesi program onaylanmış durumdadır ve risk değerlendirmesine yönelik kapasite geliştirilmesi çalışması devam etmektedir.
  • EFSA’da bulunan veriler, muhtemel krizlerin engellenmesine yönelik altyapıyı oluşturmaktadır.
  • EFSA’nın çalışma prensibi soru-cevap şeklindedir. Bu sorular AB komisyonu, AB parlamentosu, üye ülkelerden gelebildiği gibi EFSA’nın kendi kendine sorması şeklinde de gerçekleşmektedir.
  • Gelen soru EFSA tarafından bilim adamlarına iletilir, bilim adamlarınca değerlendirilir ve bilimsel tavsiye oluşturulur. Daha sonrasında bu görüş yayınlanır.
  • Bu çalışma, risk değerlendirmesinin:
    1. dayandırıldığı “veri”,
    2. nasıl yapılacağına yönelik “metodoloji”
    3. kimler tarafından yapılacağına yönelik “uzmanlar” dan oluşmaktadır.
  • EFSA bünyesinde, bilimsel tutarlılığın sağlanması, rehberlerin oluşturulması ve ani riskleri ortaya koymak amacıyla bilimsel bir komite yer almaktadır.
  • Ayrıca kendi konusunda uzmanlardan oluşan bilimsel paneller yer almaktadır. Panel üyeleri, her yıl yapılan açık çağrı ile yüzlerce aday arasından seçilmektedir. EFSA, panel üyelerini çok detaylı kriterler sonucunda seçmektedir.
  • Panel üyeleri kendi alanlarında yapmış oldukları ve bilimsel mükemmellikleri onaylanan çalışmaları yapan kişilerden seçilmektedir. Bu seçimlerde şeffaflık ilkesi ön planda tutulmaktadır.
  • Bilimsel panellerde genel sağlık konuları ve mevzuatta düzenlenen ürünler ile ilgili bilimsel çıktılar oluşturulmaktadır.
  • Bilimsel komite ve panel üyelerinin bağımsız olma şartı getirilmiştir.
  • Bilimsel komite panel başkanları ve 6 uzmandan oluşmaktadır.
  • Paneller ise, bitki sağlığı, bitki koruma, beslenme, gıda ambalajlama, gıda katkıları, kimyasal bulaşanlar, biyolojik zararlılar, hayvan sağlığı ve refahı, hayvan yemleri ve GDO şeklindedir.
  • EFSA bünyesinde çalışanlar ise, panel çalışmalarını desteklemek, bilimsel ve teknik tavsiyelerde bulunmak ve iletişimin koordinasyonunda görev almaktadırlar.
  • 2007 yılında gıda ve yemlerde Melamin bulunması, 2008 yılında domuz etinde dioksine rastlanması, 2011 sebzelerde shiga-toksin, 2012 Schmallenberg virüsü, 2014 domuz ateşi, 2015 sığırlarda yumrulu deri hastalığı gibi konular EFSA’dan, acilen bilimsel görüş talep edilen örnekler arasındadır.
  • EFSA, bireysel uzmanlarla, ulusal gıda güvenliği organizasyonlarıyla, uluslararası organizasyonlarla,araştırma enstitüleri ve akademi ile işbirliği yapmaktadır.
  • EFSA web sitesinde sosyal platformlarında EFSA’nın yapmış olduğu tüm çalışmalar, bilimsel tavsiyeler, kamu spotları ile aydınlatıcı bilgiler yer almaktadır.

    Paydaşlarla işbirliği yaklaşımı:

  • EFSA paydaş danışma platformu 2005 yılında oluşturulmuştur.
  • Önceleri tüketiciler federasyonu, dağıtıcılar federasyonu gibi federasyon seviyesinde olan 24 adet alt organizasyon ile işbirliği yapılmaktayken 2016 yılından itibaren EFSA 2020 stratejisinin kabul edilmesiyle 112 organizasyon ile işbirliği yapılır hale gelmiştir.
  • Ana amaç, halkın daha çok görüş vererek EFSA’nın çalışmalarına katılımının sağlanmasıdır.
  • Şeffaflık, stratejinin en önemli ayaklarından birisi olmuştur. EFSA’nın çalışmaları bu şekilde halka daha çok iletilebilmektedir.
  • Kimyasal veriler, yem katkıları gibi güncel spesifik konularda tartışma grupları oluşturulmuştur.
  • Paydaşların %55’ini gıda sanayi temsilcileri teşkil etmektedir.

    EFSA katılım öncesi programının bugünü ve geleceği:

  • 12 ülkede uygulanan katılım öncesi program ile, AB üyeliğine aday ülkelerin EFSA’nın çalışma ve raporlama araçlarına katılımının kademeli olarak artırılması hedeflenmektedir.
  • Aday ülkeler, AB üyeleri ve EFSA arasında artan bilimsel işbirliği ve ağ oluşturma faaliyetlerine ulaşılması beklenmektedir.
  • Veri toplama metodolojilerinin, veri toplamanın ve EFSA’ya raporlamadaki uyumun daha sağlıklı hale getirilmesi hedefler arasındadır.
  • Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Bosna Hersek, Sırbistan, Makedonya ve Arnavutluk gibi ülkelerde risk değerlendirme kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
  • Aday ülkeler kriz durumunda nasıl davranacakları ve nasıl işbirliği yapacakları konusunda hazırlanmaktadır.
  • Türkiye’den bu programa katkı sağlayan, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve kamu kuruluşlarından oluşan 94 kuruluş bulunmaktadır.

    EFSA risk iletişimi çalışmaları:

  • EFSA, başlıca ortaklarına, paydaşlarına ve kamuya, açık ve erişilebilir bir şekilde gıda ve yem güvenliği tavsiyesinde bulunmaktadır.
  • EFSA, bilim ile tüketici arasındaki boşluğu dolduran bir köprü görevi görmektedir. Bunun için bilimsel görüşleri yayıp teşvik etmektedir.
  • Öncelikle tüketicilerin gıdaya ve gıdadaki risklere yönelik algısı anlaşılmaya çalışılıyor.
  • AB büyük bir topluluk olması nedeniyle her ülkede toplumların risklere yönelik algısı da farklı olmaktadır.
  • Örneğin Almanya ve İtalya gibi ülkelerde yaşayanların pestisitlere yönelik endişeleri daha yoğun iken, İspanya, Portekiz gibi ülkelerde yaşayanlarda ise gıda kalitesi ve gıdaların tazeliği öncelikler arasında gelmektedir.
  • Risk iletişiminde doğru mesajın verilebilmesi için bu farklılıkların iyi analiz edilmesi gerekmektedir.
  • EFSA, sürekli olarak medyayla, ilgili kişilerle, bilimsel topluluklarla, politika yapıcılarla ve risk yöneticileriyle iletişim halindedir.
  • Bu iletişim, multimedya, web sitesi, sosyal medya, bilimsel toplantılar ve EFSA gazetesi ile sağlanmaktadır.
  • EFSA web sitesi iletişim araçları içerisinde en önemli olanıdır ve tüm çıktılar burada yayınlanır.
  • Bu yayınlar arasında bilimin anlaşılmasına yönelik videolar dikkat çekicidir.
  • EFSA’nın yaptığı bu çalışmalar, halkı bilgilendirme yanında EFSA’nın saygınlığını ve güvenirliğini devam ettirmek amacı da taşımaktadır.
  • AB’nde EFSA’dan yılda en az 1000 kez bahsedilmektedir.
  • EFSA, AB ülkelerinin gıda güvenliği konusunda açıklama yapan bilimsel sözcüsü konumundadır. Ortak dilin bu şekilde korunması sağlanmış vaziyettedir.
  • EFSA’nın bir çok networkü olmakla beraber, EFSA istişare forumu bunlardan en önemlisi olarak öne çıkmaktadır.
  • Bu forumda 28 AB üyesinin ve Norveç ile İzlanda’nın da ulusal gıda güvenliği otoriteleri yer almaktadır.
  • Temsil edilen her bir birim, gıda zincirinin ulusal düzeyde risk değerlendirmesinden sorumludur.

    Risk değerlendirme metodolojisi programı:

  • Risk değerlendirme metodolojisi programı EFSA bünyesindeki tüm risk değerlendirmelerin bir araya getirilip toplanması amacıyla yapılmaktadır.
  • Programda risk değerlendirme metotlarının uyumlaştırılması hedefleniyor.
  • Projelerin uygulanmasında çıkan sorunların çözümleri diğer projelere aktarılmaktadır.
  • Projelerdeki deneyimler, sorunlar ve elde edilen faydalar analiz edilmektedir.
  • EFSA’nın kullandığı metot ve araçlara erişimin kolaylaştırılması suretiyle EFSA çalışmalarına yönelik güvenin sağlanması hedefler arasındadır.
  • Risk değerlendirme metotlarının uyumlaştırılması, insan sağlığına yönelik kimyasallarda risk değerlendirmeleri ve çevresel risk değerlendirmeleri üç tematik alanı oluşturmaktadır.
  • Bu program ayrıca yeni geliştirilen metodolojiler konusunda da deneyim kazanılmasına olanak sağlamaktadır.
  • Program ile genel kılavuzlar oluşturulmaktadır.

    EFSA’nın GDO’lar konusundaki faaliyetleri:

  • EFSA, özellikle GD (transgenik) bitkiler başta olmak üzere GDO’lar konusunda bilimsel temele dayanan risk değerlendirmesi yapmaktadır.
  • EFSA için, 2001/18/EC sayılı “GDO’ların çevreye serbest bırakılması” ve EC 1829/2003 sayılı “genetik yapısı değiştirilmiş gıda ve yem” mevzuatları temel teşkil etmektedir.
  • Transgenik ürünler konusunda risk değerlendirmesi 6 ay içinde sonuçlanmaktadır.
  • Risk değerlendirmeleri için EFSA’nın kılavuzları bulunmaktadır ve değerlendirmeler belli kriterlere göre yapılmaktadır.
  • Transgenik ürünlerde risk değerlendirmesi, moleküler karakterizasyon, karşılaştırmalı analiz, gıda/yem risk değerlendirme (toksikolojik, alerjenik, besinsel özellikler vb.) ve çevresel risk değerlendirme esasına dayalı yapılmaktadır.
  • Değerlendirme GDO panellerinde yapılmaktadır.
  • Panelde moleküler karakterizasyon, gıda/yem risk değerlendirme ve çevresel risk değerlendirme şeklinde 3 ana çalışma grubu bulunmaktadır. Her bir ana çalışma grubunda değerlendirme yapılan konuyla ilgili uzmanlar yer almaktadır.
  • Moleküler karakterizasyon panelinde, biyokimya, protein biyolojisi, moleküler biyoloji, genetik, biyoenformatik, yeni nesil DNA dizileme konularındaki uzmanlar ilgili ürüne yönelik risk değerlendirmesi yapmaktadır.
  • Gıda/yem risk değerlendirme panelinde, toksikoloji, immünoloji, insan ve hayvan beslenmesi, gıda kimyası, biyoteknoloji ve besinsel maruziyet konularındaki uzmanlar ilgili ürüne yönelik risk değerlendirmesi yapmaktadır.
  • Çevresel risk değerlendirme panelinde ise, bitki biyolojisi, ekoloji, tarım bilimi, entomoloji ve bitki ıslahı konularındaki uzmanlar ilgili üründe risk değerlendirmesi yapmaktadır.
  • GDO panelinde 16 dış uzman bulunmaktadır, bunların dışında panel üyeleri, geçici uzmanlar ve geçici çalışma grupları da bulunmaktadır.
  • Bunların haricinde EFSA bünyesinde 20 kişilik ayrı bir GDO birimi bulunmaktadır ve bu kişiler de panele destek sağlamaktadırlar.
  • GDO panelinde görev alanlar 3 yılda bir değişmektedir.
  • AB’de transgenik bir ürünün onaylanması için öncelikle başvuru sahibi tarafından bulunduğu ülkedeki yetkili otoriteye onay başvurusu yapılır.
  • Bu otorite başvuru dosyasını EFSA’ya iletir. EFSA dosyayı genel olarak değerlendirmeye alarak içindeki bilgilerin istenen minimum gereklilikleri karşılayıp karşılamadığını değerlendirir.
  • Eğer dosya tam ise dosya GDO birimine iletilir. GDO birimi de dosyayı panele sunar.
  • GDO paneli risk değerlendirme çalışmalarını tamamlar ve bilimsel görüş oluşturur. Bu bilimsel görüş AB komisyonuna iletilir ve halkın görüşüne açılır.
  • AB komisyonu, EFSA’nın görüşünü taslak karara dönüştürerek AB üyesi ülkelerin uzman komitelerine iletir.
  • AB üyeleri bu kararı kabul ederse ürün onaylanmış olur. Ancak kabul edilmemesi durumunda temyiz komitesine iletilir. Bu komiteden de olumsuz karar çıkması durumunda ürünün onaylanması AB komisyonunda oy çokluğuna göre karara bağlanır.
  • Ekimi oy çokluğu ile onaylanan transgenik ürünlerde ise bu ürünün kendi ülkesinde ekilip ekilmeyeceği ülke kararına bırakılmıştır.
  • Şu ana kadar AB’de onay başvurusu yapılan 150 adet transgenik ürün bulunmaktadır. Bunlardan 90 adedinin başvurusu sonuçlanarak onaylanmış, 33 adedi risk değerlendirmesinde, 2 adedi dosya eksikliği nedeniyle beklemede, 25 adedi ise başvurusu geri çekilmiş durumdadır.
  • Başvurusu geri çekilen ürünlerde başvuruların geri çekilme nedeni olarak, bu ürünlere yönelik EFSA’nın ek bilimsel araştırmaları talep etmesi, bunun da ürünün maliyetlerini artıracağı bu nedenle piyasaya arzının ekonomik olmayacağı gösterilmektedir.
  • Bir ürünün onayı 10 yıl boyunca geçerliliğini korumaktadır.
  • EFSA değerlendirme yaparken başvuru sahibinin sunduğu bilgiler dışında o ürünle ilgili yapılmış olan tüm çalışmaları da değerlendirmektedir.
  • Onaylamalar haricinde AB komisyonu EFSA’ya, GDO’ların düşük seviyede bulunması gibi konularda da görüş sormaktadır.
  • Birleşik ürün (stacked events) onaylanması durumunda alt kombinasyonları da otomatikman onaylanmaktadır.
  • EFSA’nın transgenik ürünlere yönelik risk değerlendirmesi, onayın yenilenmesi ve onay sonrasında izlenmeleri gibi konularda birçok rehberi bulunmaktadır.

    Hedef kitle araştırması ve sosyal bilim:

  • Bu çalışmalar ile halkın algısına yönelik araştırmalar yapılmaktadır.
  • EFSA’nın iletişimini ve iletişim stratejisini geliştirmek amaçlanmaktadır.
  • Halkın ve ilgili kesimlerin EFSA’nın saygınlığına yönelik görüşleri tespit edilerek analiz edilmektedir.
  • Bu doğrultuda Eurobarometre adında bir sistem kullanılmaktadır. Yapılan anketler istatistiklere dökülmek suretiyle halkın çeşitli konulardaki algısı ve fikirleri analiz edilmektedir.