ŞARBON NEDİR VE NASIL KORUNULUR?



ŞARBON NEDİR VE NASIL KORUNULUR?

 “Bildirimi mecburi, zoonoz bir hastalık” olan şarbon (Antraks), halk arasında dalak hastalığı, Karakabarcık, Çoban Çıbanı gibi isimlerle de anılmaktadır. Hastalık ihbarı mecburi hastalıklar listesinde de yer alır. Dünyanın birçok bölgesinde görülebilen şarbon, ülkemizde de sporadik (tek tük) zaman zaman görülebilen bir hastalıktır. Hastalık büyük çoğunlukla geviş getirenlerin bir hastalığı olmakla birlikte, diğer birçok hayvan türlerinde de (kedi, köpek gibi etçil ve vahşi hayvanlar) görülebilmektedir. Hatalığın etkeni B. anthracis denilen bir sporlu bakteridir. Hastalığın adı deride siyah kömür renkte bir lezyon oluşturmasından dolayı latince kömür anlamına gelen “anthrakis” kelimesinden almıştır. Hastalığın bulaşması enfekte olmuş meralar ve çevre yoluyla alınan etkenlerdir. Doğal bulaşmalara sığırlar duyarlı olup, etkenin alımından 1-14 gün içinde hastalığa yakalanabilirler. Hastalık çok hızlı, hızlı ve geç dönemlere sahiptir. Çok hızlı dönemde hayvanlarda hiçbir belirti görülmeden hayvanlar yaşadıkları ortamlarda ölü olarak bulunabilir. Hızlı dönemlerde ise ani yüksek bir ateş ve şarbon şişkinliği denen boyun bölgesinde sıcak ve ağrılı ödemler oluşabilir. Hastalık etkenleri damarlar üzerine etkili olduğundan, ölü veya hasta hayvanların ağız, burun ve anüslerinden kan gelir ve kanları pıhtılaşmaz. Hayvanların dalakları normalin üzerinde büyür ve kıvamı çamur gibi olur. Hastalığın en fazla oral (ağız) yolla bulaşması görülür. Fakat hastalık sindirim kanalı dışında solunum ve deri yoluyla da bulaşabilir. Ölüm oranı yüksektir. Tedavi ve koruma önlemleri alınmaz ise oran artabilir. 

Korunmada şarbon hastalıklı veya şüpheli hayvanlar ile kontak önemlidir. Bunlardan kaçınılmalıdır. Hastalıktan ölen hayvanlar mutlaka özel koşullarda gömülmeli veya yakılmalıdır. Hastalık çıkan bölgelerde karantina uygulanmalı ve karantina sürelerine mutlak şekilde riayet edilmelidir. Şarbon hastalıklı hayvanların kesimi yasaktır. Hayvanların kesilmesi ve etlerinin tüketilmesinin kesinlikle yasak olduğu bilinmelidir. Ölen hayvanlar gelişi güzel atılmamalı ve imha edilmemelidir. Etken hava ile temas ettiğinde hızla spor forma dönüşür ve sporlar onlarca yıl toprakta kalabilir. Aynı zamanda sporlar bulaşık hava, yem, alet ve ekipman ile uzaklara taşınabilir.

Hastalıklı hayvanlara temas veya etlerinin tüketilmesi durumunda insanlara da hastalık geçebilir. Hastalık meslek hastalığı olarak bilinmekte olup, daha çok veteriner hekim, çiftçi ve çobanlarda görülmektedir. Ölüm oranları değişmekte ve hastalığın erken teşhisi ve salgına bağlı olarak etkenin alım şekli, dozu ve bireysel faktörlere göre de değişebilmektedir. Hastalığın, deri, sindirim, akciğer formu olmakla birlikte insanlarda menenjit formu da görülebilir.

Korunmada en iyi yöntem ısıl işlem uygulamasıdır.

Korunma amacıyla, ölü hayvanlarla temas kesilmeli, şüpheli ve bulaşık her türlü materyal, derin çukurlara gömülmelidir. Hayvanların kıl, deri, boynuz, tırnak vb. kısımları imha edilmelidir. Hasta hayvanların sütleri kesinlikle kullanılmamalıdır. Hastalıktan korunmanın en iyi yöntemi ısıl işlemdir. Tüketiciler, menşeini bilmedikleri et ve süt gibi hayvansal ürünleri tüketmekten kaçınmalıdır. Biz bunun için kontrol ve denetimleri yapılan ambalajlı ürünleri öneriyoruz. Sütün, ısıl işlemden sonra tüketilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, hayvan beslemesinde kullanılan yem hammaddelerinde de hayvan parçacıkları yoluyla bulaşma şekillenebileceğinden, menşei belirli yem hammaddelerinin kullanılması gerekmektedir. Şüpheli hayvanların yemleri de mutlaka analize gönderilmelidir. Hastalık bulunan veya şüpheli ahırlar, eşya, malzemeler ve atıklar uygun dezenfektanlarla dezenfekte edilmelidir.

Hazırlayan: Prof. Dr. U. Tansel ŞİRELİ

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı

Öğretim Üyesi