BÜYÜKBAŞ VE KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI ANTALYA’DA DÜZENLENDİ



BÜYÜKBAŞ VE KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI ANTALYA’DA DÜZENLENDİ

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğünce 09-11 Ocak 2018 tarihleri arasında Antalya’da “Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı” düzenlenmiştir. Birliğimizi temsilen Başkanımız M. Ülkü Karakuş, Başkan Yardımcımız Bekir Taşkaldıran ve Genel Sekreterimiz Serkan Özbudak’ın katıldığı çalıştaya kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları temsilcileri ile akademisyenler katılmıştır.

Çalıştay, kırmızı et ve süt talebinin yerli üretimden karşılanmasını hedefleyerek;

Bilim insanı, araştırmacı, kamu, özel sektör ve yetiştiricilerin, katılımcı, bütüncül ve ortak akla dayalı yaklaşımlarıyla,

  • Hayvancılık işletmelerinin tanımlanması, teknik ve ekonomik yapılarının analizi,
  • İşgücü, canlı hayvan, ürün ve yem piyasalarının yorumlanması,
  • Öncelikli sorun ve darboğazların belirlenmesi,
  • Sektörün ihtiyaç duyduğu araştırma önceliklerinin belirlenmesi,
  • Kamu otoritesinin uygulamalarının değerlendirilmesi,
  • Arazi, iklim özellikleri ve sermaye yapısıyla uyumlu, yetiştirici ihtiyaçları ve tüketici beklentilerini karşılayacak tarımsal ekonomik model oluşturulması alt başlıklarıyla,

Hayvancılık sektörüne küresel rekabet gücü kazandıracak yapısal reform ve politika önerilerinin geliştirilebilmesi amacıyla düzenlenmiştir.

Çalıştayın açılış konuşmalarında Hayvancılık Genel Müdürü Dr. Durali Koçak;

  • Bilimin rehberliği, sektörün deneyimi ve gayreti, kamunun imkan ve işbirliği ile güç birliği ve ortak akıl oluşturmayı hedeflediklerini,
  • Gıda güvenliği, istihdam ve ülke ekonomisine katkıları nedeniyle hayvancılığın çok önemli bir konu olduğunu,
  • Ruminantların, genelde insanlar tarafından tüketilmeyen besin değeri düşük ot gibi besinleri tüketerek insanlar için çok değerli ürünlere dönüştürdüklerini,
  • Hayvancılığımızda sorunlar olsa da çözümsüz ve çaresiz olmadığımızı,
  • Ülkemizin kaynakları ve işgücü potansiyeli nedeniyle doğru politikaların belirlenmesi durumunda sorunların aşılabileceğini,
  • Hayvancılıkla uğraşanlar için “yapamıyorlarsa, kar edemiyorlarsa bıraksınlar” deme lüksümüzün olmadığını, hayvansal ürünleri üretmek zorunda olduğumuzu,
  • Bu ürünler en verimli nasıl üretilebilirse buna göre destekleri çeşitlendirmemiz gerektiğini,
  • Bu çalıştay sonucunda bu desteklerin de şekillenebileceğini söylemiştir.

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil ise;

  • Nüfus ve gelir seviyelerindeki artışların tüketim tercihlerinde kaymalar oluşturduğunu,
  • Şehir hayatının artmasının insanların dışarıda daha çok yemek yemeyi tercih etmelerine ve hayvansal ürünlere daha fazla yönelmelerine neden olduğunu,
  • Gıda güvencemizi başka ülkelerin insafına bırakmamak adına ihtiyacımızı üretebilmemiz gerektiğini,
  • Sürdürülebilirliği dikkate alarak, sadece hayvancılık değil, meyve-sebze gibi bitkisel üretimimizi de düşünmek zorunda olduğumuzu,
  • Kırsal kesimin gelir seviyesini artırmanın farklı yollarını bulmamız gerektiğini,
  • Miras hukukunun bize getirdiği sorunun çok parçalılık olduğunu ve bu nedenle hayvancılık işletmelerinin yeterince verimli çalışamadıklarını,
  • Arazi toplulaştırma çalışmalarının yapıldığını ancak kredi mekanizmasının tam kurulamaması nedeniyle arzu ettikleri gelişmeyi sağlayamadıklarını,
  • Kaba yemler konusunda ülkemizin aldığı yağış miktarının üretimi sınırladığını,
  • Sularımızı depolayıp daha iyi kullanılmasına yönelik olarak Bakanlığımızın çalışmalarının mevcut olduğunu,
  • Hayvan sağlığının bu yıl öncelikler arasında olduğunu,
  • Sürü yönetimi konusunun da bu yıl ön plana çıkartılacağını,
  • Buza ölümlerinin engellenmesi durumunda ihtiyacımızın büyük bir kısmını yurt içinden karşılayabileceğimizi düşündüklerini ve buna yönelik çalışmaların yapıldığını,
  • İki ülke hariç tüm ülkelerde tarımın desteklendiğini ve bizde de desteklenmeye devam edileceğini,
  • Tarıma ayrılan 14,5 milyar TL’lik kaynağı en verimli şekilde dağıtmayı planladıklarını vurgulamıştır.

    Açılış konuşmaları ardından, Süt Sığırcılığı, Besi Sığırcılığı, Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği ve Hayvan Sağlığı çalışma gruplarında hayvancılığımızın sorunları ve yapılması gerekenler alt başlıklar halinde katılımcılarca ele alınmıştır.

    Çalıştayda Başkanımız M. Ülkü Karakuş:

  • Ülkemizde genel anlamda hemen her şeyin fiyatı artarken ete pahalı demenin doğru bir ifade olmayacağını,
  • Piyasanın düzene kavuşturabilmesi için ithalat ile ilgili belirsizliğin kaldırılması gerektiğini,
  • Ülkemizin 1980 yılında geçtiği serbest piyasa ekonomisi kurallarının bazı alanlarda işlemediğini, bu durumun piyasalarda belirsizlikler yaratarak yatırımcıyı yatırımdan uzaklaştırdığını,
  • Türkiye’nin elindeki mevcut kaynakları iyi değerlendirmesi durumunda ithalata gerek kalmayacağını,
  • Damızlık üretimini, üretimden artırdığını damızlığa ayırmak suretiyle büyük kapasiteli işletmelerin yapabileceğini,
  • Tarımda düzenli ve yeterli para kazanıldığı sürece yatırımların olacağını,
  • Özellikle kanatlı sektöründe proje destekleri ile kurulan işletmelerin önemli bir kısmının faaliyetine son vermek zorunda kaldığını ve bu durumun kaynakların heba olmasına yol açtığını,
  • Köyden kente göçün devam ettiğini tarımla uğraşan nüfusun yaş ortalamasının 58’e yükseldiğini,
  • Gençlerin tarım sektörüne döndürülmesini sağlayacak politikaların önem taşıdığını,
  • Sosyo-ekonomik etkenler, göçün önlenmesi, küçük kapasiteli üreticilerin faaliyetlerine devam edebilmesi gibi nedenlerle “Besicilik Ligi” oluşturularak desteklerin buna göre şekillendirilmesi gerektiğini,
  • Hayvanlarımızın daha çok kapalı yerlerde beslendiğini bu durumun etkisi ve karma yemin iyi anlatılması gibi nedenlerle karma yem kullanımının yoğun olduğunu,
  • Büyükşehir yasasının değişmesi gerektiğini, hayvansal atıklarda sorunların yaşandığını,
  • İnşaat sektörünün yoğun talebi nedeniyle kamyon fiyatlarının iki katına çıktığını, nakliye ücretlerinin çok yüksek olduğunu,
  • Perakende et satışlarında KDV’nin %8’den %1’e indirilmesinin et ürünlerinde ucuzlamaya neden olacağını,
  • Yem maliyetlerinin azaltılması amacıyla karma yemlerde kullanılan ve KDV’si %8-18 olarak kalan yem hammaddelerinde ve yem katkı maddelerinde KDV’nin düşürülmesi gerektiğini,
  • Biyogüvenlik mevzuatının AB ile tam uyumlu hale getirilmesinin gerektiğini,
  • Laboratuvarlar arasındaki analiz farklılıklarının sorunlara neden olduğunu,
  • Son 10 yılda yem hammaddelerinde %185 oranında yemlerde ise %138 oranında fiyat artışının görüldüğünü,
  • Üreticilere yüzde bazında yem desteği verilmesinin yararlı olabileceğini,
  • Üreticilere yem desteği verilecek ise yemi alan üreticinin ibraz edeceği faturaya göre desteğin verilmesi gerektiğini,
  • Yem sektörünün kayıt altında olması nedeniyle yem desteği takibinin Birliğimiz ve Bakanlığımız koordinasyonunda yürütülebileceğini dile getirmiştir.

Çalıştay sonuç raporu için tıklayınız