GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANIMIZ YÖNETİM KURULUMUZU KABUL ETTİ



GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANIMIZ YÖNETİM KURULUMUZU KABUL ETTİ

Birliğimizin Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerimizden oluşan bir heyet 10.08.2017 tarihinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’yı yeni görevinde başarılar dilemek ve sektörümüz ile ilgili güncel konuları görüşmek üzere makamında ziyaret etmişlerdir.

Yeni Bakanımız Sayın Dr. Fakıbaba, yem sektörünün hayvancılık açısından önemini bildiklerini, yem olmazsa et, süt gibi hayvansal ürünlerin olmayacağını, hükümet olarak liberal ekonomiyi benimsediklerini, devletin amacının regülasyon yapmak ve özel sektörün önünü açmak olduğunu dile getirerek özel sektör ile Bakanlığı yakın ilişki içerisinde olmasını arzu ettiklerini söylemiştir.

Daha sonra Bakanımıza sektörümüzü tanıtan bir rapor sunulmuş ve sektörümüz ile ilgili aşağıdaki hususlar Başkanımız M.Ülkü Karakuş tarafından aktarılmıştır. Başkanımız konuşmasında:

  • Karma yem sanayinin, hububatlar ve yağlı tohum küspeleri yanında, gıda sanayinden alınan ve standardı olmayan ürünlerden standart ürün oluşturan bir sektör olduğunu,
  • Sektörde 500’den fazla yem fabrikasının olduğunu ve serbest rekabet koşullarının oluştuğu bir sektör olduğunu,
  • Sektörde 2016 yılında 20,5 milyon tona yakın karma yem üretildiğini, kayda girmeyen üretimlerinde dikkate alındığında üretimimizin 23-24 milyon ton civarında olduğunu,
  • Türkiye’nin karma yem üretimi bakımında AB’de 3.sırada bulunduğunu ve birkaç sene sonra AB’de 1. Olmayı arzu ettiğimizi,
  • Sektörde en önemli sorunun yem hammadde temininden ileri geldiğini, ülkemiz bitkisel üretimindeki artış hızının hayvansal üretimdeki artış hızının gerisinde kaldığını, bu nedenle sektörün ithalatının her yıl arttığını,
  • Yağlı tohumlarda dışa bağımlı olduğumuzu ancak hem ihracatın hem ithalatın artmasının büyümenin bir göstergesi olduğunu,
  • Yağlı tohumlarda üretimin artırılabilmesi için sulanabilir arazilerin artırılması gerektiğini,
  • Mısır konusunda da üretimin 2 milyon tonlardan 6,5 milyon tonlara çıkarıldığını ancak buna rağmen hala mısır ithal ettiğimizi,
  • Mısıra verilen destekler ve korumacı politikalarla mısır üretiminin artırıldığını ancak yağlı tohumlardaki üretimin geride kaldığını,
  • Sektörümüzün her yıl 9 milyon ton yem hammaddesi ithal ederek, 4 milyar USD’a yakın bedel ödediğini,
  • 2017 yılının ilk 6 ayında 1,8 milyon ton soya ve küspesi, 1’er milyon ton mısır, kepek, ddgs ve diğer yem hammaddeleri olmak üzere 6 milyon ton yem hammaddesi ithal edildiğini,
  • Sektörün amacının yem hammaddelerine dünya fiyatlarından erişmek olduğunu, ancak hububatlarda uzun bir dönem gümrük vergilerinin %130 olarak tutulmasının iç piyasa hububat fiyatlarımızın dünya fiyatlarından kopmasına neden olduğunu,
  • Son alınan karar ile hububatlarda gümrük vergilerinin indirilmesinin piyasada fiyatları dengelediğini, bu karar ile 1200 TL/ton’a doğru giden arpa fiyatlarının 850 TL/ton’a gerilediğini,
  • Yem fiyatlarını yem hammadde fiyatlarının belirlediğini, pahalı hammaddelerden pahalı yem oluştuğunu,
  • KDV’nin sıfırlandığı dönemde yem fiyatlarının da düştüğünü, ancak o dönemde kepek ve küspe fiyatlarındaki aşırı artışlar nedeniyle yem fiyatlarının da arttığını,
  • Kaba yem olmadan yem sektörünün varlık nedeni olan hayvancılığın ayakta kalamayacağını,
  • Meralarımızın büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine uygun olmadığını,
  • Çeşitli nedenler ile köyden kente göçün yaşanmasının küçükbaş hayvancılıktan gelen et üretiminin de azalmasına neden olduğunu,
  • Bu sene saman konusunda bir sıkıntının yaşanma olasılığının bulunduğunu ve bunun için önlemlerin alınması gerekebileceğini,
  • Biyogüvenlik mevzuatı nedeniyle sektörün çok sorunlar yaşadığını, hapis ve para cezaları ile muhatap olunduğunu,
  • Biyoteknolojik ürünler konusunda dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir takip sisteminin oluşturulduğunu,
  • Diğer mevzuatlarda olduğu gibi Biyogüvenlik mevzuatımızın da bir an önce AB ile tam uyumlu hale getirilmesi gerektiğini,
  • Rendering ürünler konusunda da kanatlı sektörünün çok güç bir duruma girdiğini, yasaklama ile kullanılmayacak olan ürünlerin bertaraftı ile ilgili sorun yaşandığı ve her yıl 2 milyar TL’lik bir milli servetin yok olduğunu,
  • Rendering ürünlerin çevre felaketine yol açmaması için kanatlılarda tür içi kullanıma tekrar izin verilmesi gerektiğini söylemiştir.

    Son olarak Bakanımız Sayın Dr. Fakıbaba:

  • Özel sektörün işini çok iyi yapması gerektiğini aksi halde devletin müdahale etmek zorunda kalacağını,
  • Halkı korumanın esas olduğunu, devleti özel sektör ile rekabet eder hale getirmek gibi amacın olmadığını,
  • Vatandaşların kaliteli eti uygun fiyatlardan yemesinin önemli olduğunu ve sağlığın herşeyden önce geldiğini,
  • Üretici ve tüketicinin rahatsız olması durumunda devletin devreye gireceğini, işlerin kendiliğinden yürümesi durumunda çok daha memnun olacaklarını,
  • Gıda güvenliği ve kalitenin öneminden bahsederek, yem fabrikalarının hepsinin daha aktif hale getirilmesi gerektiğini sözlerine eklemiş ve Yönetim Kurulumuzun ziyareti nedeniyle memnuniyet duyduğunu söylemiştir.